yapraklar döküldü, sesi düştü ağaçların
artık rüzgarda bir kırbaç ince dallar,
dün senin olmuş, çalınmış yarınların
ve bir köşede usulca ölüvermiş sonbahar.
ikilemde kalmışsın, kararsızmışsın
kendine seçememişsin bir başka kendi
hiç birine aldırmamış geçip gitmiş zaman
şimdikisi, rivayeti , hikayesi ….
sen gebe kalmışsın, düşük yapmışsın
içinde bir çocuk ölmüş,
alışmışsın yaralarının acısına
alıştıklarını da alıp götürmüş zaman
üstelik kaybettiğini de anlamadan …
kırılmışsın; her bir parçan birinde kalmış
ince parmaklı bir kadın, bir çiçek gibi
seni bir kitap arasında saklamış
onu da rüzgara katmış zaman
kitapta bir leke kalmış kanayan …
sen hayret etmişsin gördüğün güzelliklere
yeni doğan güne, akşamın renklerine
yaşama inanmışsın, özenmişsin
hepsini alışılagelmiş kılmış zaman
mucizeler olmuş sıradan …